bebelog

Sunday, March 15, 2009


Cuma günü Duru'ya bir adet zarf geldi. Üzerinde Pınar ve benim isimlerimiz vardı, ama bana sorarsanız Duru'nun mektubuydu. Zarf büyük ve kalınca olduğu için, okuldan kabul geldiğini anladım hemen, kutudan çıkarır çıkarmaz.

Hemen içeri gidip Pınar'a gisterdim. O da bir garip oldu benim gibi... Safız biz, çocuk Anaokulu'na kabul edinince seviniyoruz. :) Pınar, 13 yıl sonra bunun bir derece daha heyecanlısını üniversite için yaşayacağımızı söyledi. O zamana kadar işi çözeriz, üniversite işi bir derece daha kolay olur diye düşünüyorum.

Bowman deyince, bunu -tekrar- anlatmam lazım...

Geçen Pazartesi günü Duru'yu Stratford'a interview'a götürdüm. Önce yaşı büyük diye 1. sınıf sınavı yaptılar. Duru testteki sorulardan bu kadar uzak olabilirdi. Yapardı hepsini, ama çoğunu görmemişti ki hayatında daha önce... Sınavın ilk iki sayfasında 5 tane kadar soru var. Önce bir kitap okunuyor, sonra o sorulara yanıt veriliyor. Yapılmayacak şey değil, ama sorun şurada: çocuğun kitabı kendisinin okuması, sonra soruları okuması ve de yanıtları yazarak vermesi gerekiyor. Nasıl yani? Demedim tabii müdüre, çünkü görünüşe göre deli veliler var.

Ben arada Duru'ya toplama çıkarma felan öğretiyorum, abstrakt olarak, ismimizi felan da yazıyoruz, ama bu nedir kardeşim? Sonraki sorular daha da ilginçti. Duru 'buraya 41 yaz' gibisinden soruları yaptı. Ben 41'ü yazabileceğini hakikaten beklemiyordum. Müdüranıma göre 23'ü yazamamış, bence çok güzel yazmıştı. Sadece 2 ve 3 ters tarafa bakıyorlardı. Bu yaşta çok normal, babası da sağını solunu karıştırır zaten (müdür yaptığım espriyi de yakalayamadı orada zaten)... Bir odada 7 çocuk var, öbüründe 3 tane, bir araya geliyorlar, kaç çocuk olduyu da yapamadı, kapı açıktı ben dışarda dinliyordum. Duru her seferinde kadına odada 7 çocuk olduğunu söyledi. 'Ama bak öbür odadan 3 çocuk daha geliyor, odada kaç çocuk var şimdi' denince, tekrar '7 çocuk' dedi. Haklıda, kağıtta 10 çocuğu bir arada gösteren bir resim yok ki, odada 7 çocuk var denmiş, 7 var :)

İki basamaklı toplamaları da yapamamış, ayrıca iki quarter, bir dime kaç cent yapar sorusuna ve benzerlerine yanıt veremedi. Bir de saat sorularından 8'e 20 var'ı yapamamış. Tek ve çift rakamları da bilmiyormuş.

Ben bunları şirketteki bir asyalı arkadaşa anlatınca, tek-çift rakamlara ne ihtiyacı var çocuğun deyince, adam bana 'sokakta bir taraf tek numaralı evler, diğer taraf çiftler oluyor, mesela onun için lazım olur' dedi. Adama 'evet ama bu çocuk daha kendi başına sokağın karşı tarafına geçmiyor ki' dedim.

İlkokul 1'e başlamadan hem kitap okuyacak, hem iki basamaklı toplama yapacak, hem toplama çıkarma problemleri; hem saat okuyacak, hem para hesabı bilecek, hem gramerden anlayacak (daha bahsetmediğim ne sorular var), sonra da biz bütün bunları bilen çocuklarla aynı sınıfa koymak için Duru'yu bu adamlara yılda 25bin dolar ödeyeceğiz. Yok ya!?

Bowman'da resim yapıp saymayı öğrensin, gezilere gitsin, müzik odasında eğlensin, kütüphanede zaman geçirsin, dışarda koşsun eğlensin, sınıfta klasik müzik eşliğinde ders yapılsın, mutlu ve stressiz bir ortam olsun, bana da daha ucuza mal olsun. Nedir yani?

Bu arada, Stratford'daki Kindergarten testi kolay geldi Duru'ya ama yaşı büyükmüş, özel izin alınacakmış, ama o arada Duru'nun kısa ve uzun sesli'leri öğrenmesi gerekiyormuş. Stratford böyle istiyor. Tam delilik... Testen sonra BKP'ye gittik. Öğretmenlerine sorduk Duru'nun, nedir bunlar diye, hiçbiri bilmiyordu. ('hat'deki a kısa, 'hate'deki a uzun, oymuş işte...)

Tüm bu testleri Duru'nun çok sevdiğini, hepsini keyifle yaptığını da söyleyeyim bu arada... Zorlasak keyifle yapacak aslında, halası kılıklı... Ama kompetitif değil de aklı başında hümanist olsun. Matematiği zayıf düşerse, ben ona 'singapore math' öğretirim. Ayrıca, yerim onu ben... Bırakalım dans etsin, diyoruz.

Birkaç da foto ekleyelim. Deniz'in resitalinde:


Pazar okulunda Türkçe şarkılar öğrenirken, ve evde lolipop yaparken:


Bir de son haftalarda ismimizi 'Emily'ye çevirme teşebbüsümüz oldu. Clifford'daki kızın ismi diye herhalde, geçen gün okula bir CD götürmüş, onun üzerine ismini yazmışlar kaybomasın diye:


Duru'nun evde birikmiş küçük topları (çoraplara dikkat):



Home