bebelog

Monday, February 09, 2009


Önce geçen aydan birkaç not...

Geçen ayın sonunda Little Gym'de 'mezuniyeti' vardı Duru'nun... Dönemün sonu olduğu için herkes gösteri yaptı anne babalarına ve madalya aldılar bitirdikleri için :) Little Gym'i seviyoruz biz, Duru her seferinde koşa kosa gidiyor buraya...



Koza-kelebek rutini:


Enerji fazlası olan çocuklar için birebir:


Kameranın pili bitti, en son bu çıkmış. Dönemi bitirme ödülü madalyalar:


Aynı Cumartesi günü Deniz Paşa'larda... Üç silahşörler yemek yerken:


Ertesi gün Ella bizdeydi, prenses mrenses derken öyle geçti:


Bir sonraki (yani geçen) hafta sonu okul aktivitesi buz pateni... Duru dinlenirken, ve anneyle kayarken:


Geçen hafta Bahar'lardayken birkaç foto... Hava mı soğuk da hep beraber içerdeyiz, ailecek derinlemesine birşeyi incelerken:


Bu hafta sonu ise Cumartesi ve Pazar günü iki aktivite, Duru'nun bana asistanlık yaptığı bir büyük costco alışverişi, birden fazla doğum gününden oluşan dev bir programla geçti.

Pazar sabahı Los Altos Community CEnter'daki Türk Okulu'ndan birkaç foto... İStiklal Marşı ve 'Andımız'dan ne anladığını tam bilemiyoruz ama, en azından hepsi Türkçe... Derste de çiziyorlar, yazıyorlar az biraz, Türkçe şarkı söylüyorlar:


Okuldan sonra Sophia'nın doğum gününe gittik. Duru'nun en favori arkadaşlarından Sophia çok iyi anlaşıyorlar. Yine bir 'gym'de idi doğum günü:


Hala farketmediysenizü Duru için doğum pastası kısmı olayın çok önemli... Dikkatimi çekti en pastaya çok yakında oluyor doğum günlerinde:


Bir doğum gününden öbürüne atlamışız. Ece'nin doğum gününden enstantaneler... Annelerine musallat olan 'uydu cocuklar Kayra, Lara ve Duru; 'hep beraber bir fotonuzu alayım' dedik, yakaya yakalaya sağdakini çekebilmişiz. Kayra küsmiş güdüyor, Lara 'camera shy', Duru hiç kaçırmaz böyle bir fırsatı:


Görüldüğü üzre Duru pastaya sıfır noktasında, hatta kendinde üflüyor bile:


(Diyeceksiniz doğum günü çocuğu ve ailesinin fotoları niye yok. Benim pasta sırasında video çekme görevim vardı da... İyi foto yakalayamamışım.)

Bunca eğlencenin üzerine, arada uyuklamış da olduğu için, Duru yatmadan önce kudurdu. Türk okuluna her gittiğimizde söylediğimiz için İstiklal Marşı -en azından müziği- aklımızda yer yapmış, sözlerini uydurarak onu söyledi yatakta zıplaya zıplaya... Ama nasıl uyduruyoruz sözleri... Amerika'da büyüyen bir çocuk için de o kadar zor ki, hem eski kelimeler var, hem sözcükler aradan kesiliyor, anlamını kavramasına olanak yok. Marş rezil oldu, ama çok eğlendik.

Bu arada Duru dinlediği şarkıların müzik ve sözlerini üç beş tekrarla aklında tutabılıyor. Ben yapamadığım için, hayranım bu becerisine... Çok da mennunum, yüzmeyi çözelim (son rapor, fiziksel olarak yüzebilecek durumda ama 'mentally' hazır değil...) arkasından müziğe başlıycaz kesin, çok geciktirmeden...

Bu arada, Duru son zamanlarda öğrenmeye sardırdı. Ne demek istedim? Evdeki takvimdeki her ayı nasıl okuyacağını öğrenmek istiyor, bize tekrarlatıyor. Arada Junuary, Septuary gibi komikliklerde oluyor.

Takvimle 'oynarken' doğum gününü gösterdim. 8 Ocak'ı gösterdim. Hemen doğum gününe kaç gün kaldığını saymak istedi. Dedim 'biraz uzun sürer, uykuya yatman gecikir, o kadar uzun sürebilir yani...'

Yine de başladık; 178'e kadar devam ettik, hiç ses etmedim. Sonra ona istersek hepsini teker teker saymamıza gerek olmadığını, 178'den sonrasını kalan aylardaki günleri toplayarak hesaplayabileceğimizi anlattım. 'Toplamanın faydalarını' görmüş olduk. (Bir umut belki mühendis olur :)

Pazartesi sabahı yine hafifçe ağlayarak gittiğimiz okul ziyaretinden 'ben Keys'e gitmek istiyorum' şeklinde dönüldü. Çıktıktan sonra yemeğe gitmişler annesi ile, yemekten sonra geri dönmek istemiş, o kadar sevmişiz yani... Çok istenen okul bu Keys, hakikaten çok iyi öğretmenleri ve öğretim yöntemleri var, adam yetiştiriyorlar, ama 'tuition' çok acı kardeşim... Kabul edilmek de çok zor... Görücez.


Home