bebelog

Sunday, October 17, 2004


Duru'nun babasinin isi bu aralar biraz fazla oldugundan, goruldugu uzre, bebelo'a cok fazla ek yapamiyor.

Duru ufak ufak bir yasina dogru ilerlediginden, hemen her gun baska bir marifetine tanik oluyoruz aslinda... Disler de iyice cikinca, kizin yuzu bebek havasini tamamen kaybetti. Hatun basimiza 'birey' kesildi. Demem o ki, kendi fikirlerini bize kabul ettirmek icin elinden geleni yapiyor. Ornegin, aglayarak beni ve annesini bir o yana bir bu yana kosturabiliyor.

Bunun disinda aklima gelen birkac yeni davranis soyle:

- Mesela su anda calisma odasindaki favori aleti olan yaziciyi karistiriyor.
- Yaziciyi karistirmadigi zamanlar masaustu bilgisayarinin faresinin pesinde... Bizi bunlarla 'oynarken' goruyor ya, illa o da yapacak.
- Uzaktan kumanda olayini isiye kavradi. Yanlislikla birseyleri acarsa cok mutlu oluyor. Birimizin elinde kumanda gorunce, hemen tv'yi gorebilecegi bir yere geciyor, uyanikcim...
- Annesi 'nerde ayi' deyince gidip ayisini getiriyor, eger cok 'mesgul' degilse...
- Kendi kendine birseyler yerken cok bakarsak, uzatip bize yedirmeye calisiyor.
- Dun tarak ile sacini duzeltmeye calistim. Zorla elimde almaya calisti. SAniyorum oynayacak onunla, megersem sacini kendisi tarayacakmis. Elimden koparip taragi basladi saclarina surmeye...
- Merdivenleri cikarken her iki basamakta bir donup arkasina bakiyor. Orada olmasak biraz bekleyip kendi basina gideceginden eminim ama, yine de iyi yani...
- Yurumek yerine gidecegi yere soyle bir bakip, yere inip emeklemeye basliyor.
- Hala hemen hersey agza gidiyor. En buyuk korkumuz, yerlerde kucuk birsey kalacak.

Bir de benim dikkatimi ceken bir oturusu var yere... Su resimde de goruldugu uzre 'Anadolu tarzi' bir oturusumuz var. :)

Sabah kalktik, annesinin misafirlere gelecek kahvaltiya; onlari beklerken yaziyorum. Duru da bel cantasini yemeye calisiyor. Cok zorlandi, sizlandi. uykuya gidelim belki de...


Home