bebelog ![]() |
Duru Irmak'in günlüğü
Duru Irmak's log Duru Irmak 134 cm Feb '12
"Ask Dudu" Sorulariniz icin For your questions Pictures & Videos (Old pages: R/P V) Facebook Albums Dallas, 2007 Rüya ve Düdüş Dun'den Duru's trips 2003-07 Duru's trips 2007 Duru's trips 2008 Links/Linkler Barney Lego CCSC Good Samaritan Los Olivos Cord Blood Immunizations Baby Einstein Similac Enfamil Gerber Earth's Best Baby Gap Gymboree Robeez Play-doh LPCH YMCA NCHS Growth Charts Sesame Street Dora the Explorer Curious George Tivo Thomas and Friends LeapTag Tulumba Muzikli Alfabe Caillou Little Gym Disneyland Leapster LazyTown Red Robin Safari Run Bowman International School MV Public Library Hannah Montana Hello Kitty Charlie and Lola World Girl Where's Waldo? Dr. Seuss Books/Kitaplar What to expect when you are expecting What to expect, the 1st year Babywise (Also) The expectant father What to expect the Toddler Years Medications/Ilaclar so far/bugune kadar Tylenol Vicks Dimetapp Robotussin Zithromax Zertec Ultralan Mylicon Albuterol Sulfate HFA Claritin Syrup Cameras destroyed/ Hesabi gorulen kameralar Canon S30 [Mul. drops; 2yrs] Canon SD400 [Drop; 6mos] Canon SD450 [Drop; 2mo] Linkback Elif Misman bébélog (Lucie) Duru Gerdan Duru Ergun Eski Sozluk Zikzak Perde Tork Nahnu Türkçe Blog Seyr-ü Blog ![]() ![]() ![]() ![]() |
Thursday, August 05, 2004
"Bir dakika size birsey soyleyebilir miyim?" Son uc haftadir, aslinda neredeyse bir yildan beri, "eglencenin bini bi para" konulu notlar dusuyorum bu sayfaya... Duru'nun ne kadar eglendigini, ve de ne kadar sansli oldugunu yazip duruyorum, siz de okuyorsunuz. Bu kez biraz keyifsiz birsey yazmayi dusunuyorum. Cok uzun zamandir aklimda... Istanbul'da bir gun Kadikoy'den Bakirkoy'e gecerken gordugum bir kiz cocugunu yazmak istedim. Beni oradayken cok etkilemisti, buraya dondukten sonra da hala hatirlayip duruyorum. Burada kaydi olsun istedim. Bunlari yazan sahsimin, okuyan sizlerin ve ilerde tahminen yazdiklarimi gorunce 'ama babaaa' diyecek olan Duru'nun, hayatin, hayatimizin {ve hayatinizin} bebelog'dan ibaret olmadigini gormesini istedim. Bilerek ve isteyerek bebelog'dan 'kotu, uzucu' seyleri uzak tutuyorum, ama bunu yazmam lazim. Hafta ici bir gun, babamlarla tapu dairesindeki isimizi bitirmisiz, beni Altiyol'da biraktilar, biraz Kadikoy'u gezdim, oradanda deniz otobusu ile Bakirkoy'e gececegim. Benim vizir vizir calistigini sandigim deniz otobusu tek tuk calisiyor Bakirkoy'e... Kalkisa cok var ama, nasil olsa turistim, yanimda okuyacak gazetem de var, hava da fena degil, jetonu atip giriyorum bekleme salonuna... Iki numarali yolcuyum. Biraz sonra yolcularin sayisi 10-15 oluyor. Hemen ortalikta kucuk bir kiz beliriyor; yasi 6 da olabilir, belki de 8 civarinda... Boyunun yasitlarina gore kucuk oldugunda eminim. Ustu cok temiz degil, yuzu de... Elinde bir adet karton kutu var, icinde birkac tane sakiz paketi... Sira ile hepimizi geziyor. Sira bana gelince, herkes gibi ben de 'istemiyorum' diyorum, gecistiriyorum; gazeteme donuyorum. Birkac saniye sonra gazeteyi birakip, kizin nerede olduguna baktim; gecistirmistim ama, bana ve digerlerine sakiz satmak icin soyledigi cumle cok ilgincti: 'Bir dakika size birsey soyleyebilir miyim?' Benim alistigim cumleler genelde 'abiieaa, sakiz al yeaaa..' seklinde oluyor. {'Acaba onbinlerce dilencinin olusturdugu ve dilenci basina ayda 600 dolar para akisi olan endustrimiz kendini gelistirdi, bu cocuklara da yeni bir egitim mi veriliyor' diye dusunuyor insan... Bu arada 600 dolar rakamini atmiyorum, ortalama rakam bu, gecen gun gazetede vardi: "ATO'nun 'Dilenen Turkiye' dosyasina gore, ulkede dilenci sayisi yaklasik 50 bine ulasmis durumda. Buna gore her 1400 kisiye bir bilenci dusuyor. Aylik ortalama kazanclari 750 milyon ile 1 milyar lira arasinda degisiyor (1 dolar = 1.44 milyon TL) Sektorde (ne sektoru lan?) bir yilda yarim katrilyon lira donuyor."} Uzaktan kizi seyrediyorum, kenara oturmus, hepimizi gezdigi icin yeni yolcularin gelmesini bekliyor. Elindekilerle oynuyor, ama nasil desem, 'soylu' bir havasi var. Tanimi tam bulamadim. Karton kutudaki sakiz paketlerini tekrar tekrar diziyor. Yapacak is ariyor kendine sanki... Cok akli basinda bir havasi var. Biraz daha seyrettim, sonra bir ara yanimdan gecerken cagirdim geldi. Kaca verdigin sordum sakizlari, 'Ne kadara istersen?' dedi. Sakiz istemedigimi soyleyip, yukluce para verdim. 'Cok tesekkur ederim' dedi. Birkac sey daha soylestik, ama su anda ne konustugumuzu hatirlamiyorum. Kizin Turkcesinin guzelligine hayran oldum resmen... Bu kadar duzgun konusani kentte kolay bulamazsiniz. Kurdugu cumleler zaten bekledigimin cok otesinde... Sirayla butun yolculari gezip sakiz satiyormuscasina dilenen bu kucuk kizin Turkcesine ve tarzina inanamazsiniz. Sans verilse kesinlikle okuyacak ve cok basarili olacakmis gibi diriyor. Zekasinin, civrakligini, kisiligini kizin gozunden ve hareketlerinden anliyorsunuz. Sonra da etrafta gezip 'bir dakika size birsey soyleyebilir miyim?' dedigini goruyorsunuz. Yarim saatten fazla ordaydim, herkesi gezdi. Eger birinden para alirsa, bir daha rahatsiz etmiyor o kisiyi; benim onumden gecerken bir iki kez durmadi, ama gulumsestik. Kizin farkli oldugunu cevrede birkac kisi daha farketti. Cunku 'acilis cumlesi' bile bir baska... Dinleyip biraz para verenler oldu. Ben kafamda, acaba ne kadar para toplamasi gerekiyor bir gunde, hangi rakamin altinda kalirsa dayak yiyor, parayi abasina mi goturuyor, yoksa baska birine mi, verdgim banknotu cebinde polis bulsa caldi sanirlar, ve benzeri soru/senaryo gruplariyla mesgulum... Iki kurus para vermisim, ama bunu kiza en ufak bir faydasi yok ki... Elinden alacaklar. Acaba giyecek getirip versek mi? Onu da alirlar elinden... Goz gore gore yazik olup gidiyor kizcagiza ve benim o noktada yapabilecegim hicbirsey yok nerdeyse... Ona dogrudan yardim edemiyorum. Deniz otobusu yanasti, herkes one yigildi; ben sona kaldim kiza bakmak icin, ama o tahminen baska bir yere gitti hemen. Bizim grupdan artik para toplayamayacagini biliyordu herhalde... Sonradan insanin aklina neler geliyor. Keske sorsaydim, her gun mu boyle geziyor, okula gidiyor mu, parayi ailesine mi goturuyor diye... Ismini bile bilmiyorum. Yanimda kamera vardi, fotografini cekmek istedim. Ama elim gitmedi. 'Calisan adami ofisinde rahatsiz etmemek' ile 'safari de miyiz abi?' arasinda bir his bu, bilmem anlatabiliyor muyum? Isim yok, resim yok bu yazida o yuzden... Bunlari dusunurken, bir anda kafama dank etti. Belirli bir birikimi olan, zeki olan ve herseyden once cocuk olan vatandaslara teker teker yardim hemen hemen olanaksiz... {Aslinda neden boyle olmak zorunda olsun ki... Herkesin cebinde carcur edilecek para var valla... Da, konu parayla bitmiyor, sans tanimak lazim.} Bu kiz sadece biri, daha gelecegiyle oynanan kac cocuk var? Insanin 'devlet nerde lan?' diyesi geliyor. Acima duygusunun yerini hinc aliyor; dusundukce sinirleniyorum. Her ulkede yonetimlerin birbirinden luzumsuz seylerle ugrastiginin farkindayiz da {120 km hizla giden treni millete 'hizli tren' diye kakalamadilar mi? Hem de yuzlerine gozlerine bulastirarak? 'Hizli tren'den kactik geldik, burada da binlerce komite, son dort yilin yanlislarini bulmaya calisiyor. Dinciler iyice azitmis durumda zaten...}, yine de insan 'devlet nerde' diyor iste... Firsat verilse onunde durulamayacagini dusundugum 'cin' bakisli cocugunu sokaklarda, afedersiniz altina isemis oldugu pantolunu ile {bana en cok bu koydu galiba}, tanimadigi insanlardan para dilenmek zorunda birakan devleti, birakalim devleti, halki Avrupa Toplulugu'na almazlar canim... {Birakin AT'yi, bu goruntulere sirtini donen adami cennete de almazlar.} Alsalar bile, sizin girecek yuzunuz olur mu? Ne yapalim derseniz, valla... Istanbul'da olup da yolu Kadikoy-Bakirkoy deniz otobusune dusenler bu kizcagiza yaninda birseyler gotursun. Sirf para olmaz, belki giysi? Yolunuz dusmez oraya, is guc hesabi, o zaman, soyle bir kurulus var; cocuklariniza her oyuncak alisinizda, farzedin fiyatin yuzde 5-10 daha pahaliymis, aradaki farki onlara gonderin. Isimleri de guzel... Umut Cocuklari Dernegi
|