bebelog

Monday, November 29, 2004


Bu hafta sonu Cumartesi gunu annesi, ananesi ve dedesi ile alisverise cikan Duru (Dedesi ile cok eglenmisler), pazar gunu Skyline ve Prescadero civarini gezmeye gitti. 100 mili gecen virajli yollara bayagi iyi dayandi, bir ara midesi bulansa da...

Duarte's Tavern'de yemek molasi verdik. Duru'ya da makarna soyledik, onu yedi... diyemeyecegiz, daha cok oynadi :)

Annesi son gunlerde Duru'nun yeni bir huy gelistirdigini soyledi. Arada gozlerini kisarak bakiyormus... Oyun niyetine... Bir kac gun sonra kayboldu bu davranis...


Persembe aksami 'sukran gunu' kutlamasi icin, halasina gitti Duru... Cok guzel yemekler yedi(k). Uc tane resim koydum, suradan baslayarak...


En son, persembe gunu galiba, 'Duru'nun hastaligi gecti' yazmisim. GEcer gibi olan hastaligi ishal olarak geri geldi. Ozellikle Cuma sabaha karsi cok komik durumdaydi. Kusmadigi icin keyfi nispeten yerinde olan Duru, sesli sesli -tabiri caizse- isini gordu. Artik ogrendik, biraz bekleyip degistiriyoruz altini, iyice isi bitsin diye...

Bu sefer de, fazla mi beklemisiz nedir, taa ensesine kadar cikmisti kakasi... Bez, ic camasiri ve de tulumundan taa yataga kadar sizmisti. Hemen herseyini cikarip dusa soktuk kizi... Sirti yer yer kizardi resmen... Inanilir gibi degil...

{Muhabbetim de cok keyiflidir valla...}

Cumartesi sabahi tum sindirim sistemi problemleri bitti ama Duru'nun... Son iki gun icinde de oldukca toplarlandi; yuzune renk geldi. Eski -annesinin deyisi ile- 'cadiliklarina' devam ediyor. :)

Bu aksam ozellikle cok guzel gorundu kizim gozume, eve geldigimde...


Thursday, November 25, 2004


Pazartesi aksam saatlerinde Duru hastalandi. Annesi hemen telefonla hemsireyi aramis, 'stomach flu' olabilir demisler. Kizcagiz ertesi gun oglene kadar kustu, her yemek yediginde, ya da sut ictiginde... Atesi de vardi biraz, 39'un ustunu gormedik ama yine de bir gunden fazla surdu atesi... Ancak Carsamba aksami toparladi kendini...

Simdi cok iyi, dun aksamdan bu yana yaramazliga devam ediyor; durdurmak mumkun degil kizi :)

Pazartesi gecesi cok ic burkucuydu ama... Gece yarisi, ornegin 2 gibi, yataktan donmeye basliyor, rahatsizlaniyor, sut ya da su veriyoruz, bir 10-15 dakika sonra once yatakta, sonra annesini kucaginda banyoya giderken yerlere, sonra da lavaboya kusuyor. Aslinda birseyler vermek icin bebegin bir 8 saat kusmamasi lazim, ama sabaha karsi ac uyaninca kiyamayip veriyorsunuz, tabii hemen cikariyor. Hadii, bir daha etrafi temizliyoruz.

Kizimin basina ilk kez boyle birsey geldigi icin anlamadi ne oldugunu... Kusuyor, sasiriyor, zaten gecenin bir yarisi, uyanik mi degil mi onun bile farkinda degil/degiliz, Yuzunu temizliyoruz lavaboda, elimizden su yaliyor. Cok cekti kizimiz valla... Annesi de telef oldu tabii; ayrica Sali gunun ise gitmedi, Duru iyilessin diye...

Sali gunu doktora gitti Duru, atesi ve midesi hemen duzelmeyince... Pazartesi gunu kiza ozel 'aman bebek kuruyup gitmesin' suyu (Pedialyte) almamizi soylemislerdi, ondan verdik ilk gun... Sonraki gun doktor ne olur ne olmaz diye fitil vermis; gidip aldim, ama o ilaca gerek kalmadi; agir birseydi zaten... [Bu arada, eczaci hanim'a hayranim; dakikalarca ilaci bana vermeden kontrol etti. Doktor 6 saatte bir yazmis, ama ilac 2 yasinda buyuk cocuklar icin ve 12 saatte bir gorunuyor. Uzun uzun detaylarina bakti, beni tekrar tekrar uyardi, durum boyle diye... Kilosunu sordum, oturdu hesapladi vs. Ben 'ikinci doza sira gelince doktoru arariz' deyip aldim ilaci...] Kiz toplarladi kendini Sali'dan itibaren...

Carsamba gecesini sorunsuz atlattik; bu sabah biraz gazi vardi ama onu da sicak battaniye ile gecirdi annesi... Simdi uyuyorlar. :) Tatil ya bugun... Aksam da halasina 'sukran gunu' yemegine gidecek.



Gecen Pazar aksami, Duru ile Deniz Albayim'i ziyarete gittik. Duru etrafi karistirmak disinda Deniz'e de saldirdi bol bol... Birsey degil, canini yakmaya calismiyor, opmeye calisiyor; bir de 'cici diye sevmesini' ogrettik, onu yapiyor. Ama seviyor mu bebegi, dovuyor mu belli degil; daha 'cici olayina' tam muavvak degiliz.

Duru'nun albayimla 4 resmi var, suradan basliyor.


Sunday, November 21, 2004


Bu kiz cok komik ya... Gectigimiz haftalarda disarda gezerken yanimizdan gecen araba gordugumuzde ben Duru'ya 'a bak araba, hadi baybay yapalim' deyip arkasindan el salliyordum arabalarin... Benimle birkac kez yapti tabii, ama sonra unuttuk diye dusunuyordum.

Bugun kahvalti icin Los Altos'a gittik, restoranin onunde siramizi bekliyoruz, biraz da oynuyoruz. Yolsan tabii bir suru araba geciyor, otoparka arabalar giriyor. Bir baktim, bizimki gecen arabalara ve otoparka girenlere el sallliyor, arabalarin icindekiler karsilik veriyorlar. Cok eglendik, hep beraber...

Cocuklar ne kadar hizli ogreniyorlar herseyi... Yeni ne kadar sey varsa, siz farkinda olmasaniz bile, somuruyorlar resmen...

Bir de hatun muzik calinca dans etmeyi ogrenmis {kimden acaba? :}, son zamanlarda aldigimiz ve hediye gelen oyuncaklar muzik calmaya baslayinca hareketleniyor hemen... Basliyor sallnmaya, el cirpmaya... Yerim ben onu!


Dun ogleden sonra 12-3 arasinda Duru'nun dogum gunu partisi vardi. Whisman Station'daki 'pool house'da [Bunun Turkcesi ne ya? 'Community house' gibi iste...] kutladik. Duru'nun yasitlari, ok atimi mesafedeki akraba ve dostlar geldiler. Ben sahsen cok yoruldum, ama cok memnunum... Elimizde bir suru guzel resim ve video var.

Partiden once gidip balon alma gorevi verilmisti bana... Gun'le beraber gidip biraz fazlaca balon aldik. Cok da iyi etmisiz, bir noktada tum bebeler eline ya da bacagina balon baglanmis sekilde ortada geziniyorlardi. Balonlarin patlamayanlari cesitle evlere dagildilar; iki tanesini de Damla ve Boran goge ucurup seyrettiler; babalari ortaligi temizledikten sonra :)

Balonlar disinda beni mutlu eden :) bir baska olay da pasta idi... Hem guzel, hem de buyuktu; hala yiyorum valla...

Pasta hazirlanip insanlar bir agizdan 'happy birthday' soylenmeye baslaninca {kiz Amerikali ya, sarkisi da oyle oluyor :} Duru feci korku, ve basladi aglamaya... Zor susturduk. Tecrubesizlik iste... :)

Tahmin ediyorum, partiye gelen bebeler ve cocuklar cok eglendiler. Pinar'la biz elimizden geldigince cok insanla konusmaya calistik; bazilarinizi iskaladik farkindayiz. Gelenlere cok tesekkur ediyoruz. Biz cok eglendik, umuyoruz siz de eglendiniz.

Ayrica, hediyelerinizi cok begendik. Oynanir olanlarinin hepsini teker teker elden gecirdi Duru {birkacini sonraya sakliyoruz ama :}, cok guzel oyuncaklar... Hepsinden hem o, hem de biz cok memnunuz. Elbiselere de hasta oldu evdeki bagyanlar...

Partiden cok fazla olmasa da birkac resim ve video surada... Ola ki sizin cocugun guzelce bir resmine denk gelemediyseniz, bir mesaj gonderin; bakalim baska neler var elimizde... Duru'nun babasi daha cok video cekmis olay sirasinda; onlari devreye sokamadi henuz...

Umuyoruz giderken yiyeceklerden yaniniza aldiniz. :) Bazilari cayla cok iyi gidiyor. {Baravo anane!}

Duru'nun ananesi cok ilginc bir yorum yapti; o soyleyince biz de 'hakkaten ya' dedik. 'Partideki tum cocuklar cok guzeldi' diyor anane... Yeni nesil bir baska guzel canim...

Partiden sonra ortaligi topladik, esyalari ve kalan yemekleri eve tasidik, biraz dinledik. Sonra da Kayra'nin dogum gunune gittik. Duru ile ayni gun dogan Kayra'nin dogum gununde, Duru oynadi, babasi yorgunluktan uyudu :)

Kayra'nin partisindeki cocuklarin da (tamamen baska bir grup) guzelligi dikkatimiz cekti. Diyorum ya, yeni nesil bir baska guzel... ve cok sansli...

(Bu arada kucuk de bir not: Elda'cim, bir ara -annen soylemisti, video'da da gorunuyor- hediyelerin uzerindeki kartlari degistirmissin. 'Sorun degil' demistim, ama iki gundur iki, belki de dort -ondan bile emin degiliz- hediyeyi kimin getirdigini cozemedik canim ya... Yapma bidaa... :)


Friday, November 19, 2004


I added four new photos taken by Duru's aunt Deniz:
First three are from last Saturday's excursion to Shoreline park: with gramma, at the playground, with Deniz. Fourth one is one of my favorites: eating chinese.


Teyzesinin cektigi fotolardan dort tanesini ekledim. Gectigimiz haftadan PAzar'dan uc tane, Shorline'da oynarken: anane ile, parkta oynarken, Deniz ile. Dorduncu resim benim favorilerimden biri: Cin yemegi yerken.


Bugun isten cikista, bizim evin yakinlarindaki bir sitenin 'community house'i ('havuz basi evi' diyelim) var, oraya gittim. Duru, annesi, teyzesi, anane ve dedesi bir haftadir hazirlanmakta olan hediyeler, susler, tabaklar, canaklar ile oraya gitmislerdi, benden once... Amac, Duru'nun yarin kutlanacak olan dogumgunu partisine hazirlanmak...

'Havuzbasi evi'nin :) yakinlarinda arabayi parkettim, bizimkilerin arabasini da goremedim, ama eve dogru yuruyorum, tahminen oradalar diye dusunuyorum. Kapi camdan, icerde oradan oraya kosusturan kirmizi kapisonlu bir cocuk var. Birkac saniye kafama dank etmedi; bir o yana bir bu yana kosusturan, topun pesinden ciglik cigliga gezen kucuk cocuk, benim kizim...

Son zamanlarda iyice yurur, ve hatta kosturur oldu; karakteri de gelisti :), bambaska bir cocuk, insan oldu bizim kiz... Ne zaman dogdu da, ne zaman ayaklandi da, simdi boyle 'bla bla' diyerek geziniyor, etrafi karistiriyor. Insan nasil sasiriyor ya...

Bir yili kizmizla cok eglenemeden gecirdik hissi de yok degil hani... Daha cok oynamak lazim. Yarin baslayalim sabahtan... :)

Duru'nun babasi sabahtan buz, mum ve balon alicak, sonra Duru ile oyniycak tahminen...


Sunday, November 14, 2004


Persembe sabahindan bu yana, Duru gunduzlerini dedesi, ananesi ve teyzesi ile gecirdigi icin keyfi cok yerinde... Surekli onunla oynamaya hazir birileri var evde... Dedesi her sabah onunla yuruyuse gidiyor, cocuk parkina gidip kaydiraktan kayiyorlar, kumda debeleniyorlar, diger cocuklara sariliyorlar (valla dedesi oyle dedi).

Son gunlerde yeni bir huy/marifet edindik; 'saril kizim' deyince sariliyor, 'op kizim' deyince opuyor. Cok sicak kanli bir cocuk bu...

Cumartesi gunu sabahtan alisverisle ve park gezisi ile gecmis. [Babasi evde luzumsuz is yapiyordu.] Ayrica, evde bol bol oynuyoruz; hatta bazen uykuya yatmakta zorlaniyor Duru :)

Pazar gunu yine dedesi ile gezmeye gitti, annesi ve babasi 9 aydir (galiba) ilk kez sinemaya gittiler ['Incredibles' guzel film...], oglenden sonra da Bayram gezmesine gitti Duru... Kalabaligi seviyor, gezindi biraz, yoruldu...

Donuste arabaya oturmak istemedi, yol boyunca agladi. Erkenden de yatti. [da sabah kacta kalkacak bakalim.]

Son gunlerden birkac resim burada...
Few pictures from last week are here


Friday, November 12, 2004


Pazar sabahi babasi uyurken, Duru kahvaltisini ettikten sonra bir ara kucagima oturup kafasini gogsume yasladi, ayaklar iki yandan sarkik... Bu aralar ne zaman uykusu gelse popo top gidip bir yerlere kafasini koyuyor. Yada omzunuza dayiyor kafasini, anliyosunuz uykusu gelmis. Ama saniyorsaniz ki orada uyuyacak, buyuk yanilgi icerisindesiniz diyeyim, iki saniye sonra oturur pozisyonuna geri donuyor zira. Neyse pazar sabahi,

- Aneem,
- Himmm,
- Canim,
- Himm,
- Askim,
- Himm,
- Annesinin bir tanesi,
- Himmmm
- Fistigim
- Himm

gibi bir dialog oldu Duru ile aramizda. Duru bu aralar yurume isine yogunlastigi icin konusma olayina o kadar onem vermiyor. O yuzden bu ve benzeri dialoglar onemli... Daha cok isteklerini sag elinin isaret parmagi ve "Ihhh" seklinde belirtiyor. Kendisine masa ustundeki tum "Ihhh" ve isaret ettiklerini verip, opsiyonlarin hepsini bitirince, "Ama kizim duvardaki tabloyu da verermem ki diye" laf anlatmaya calisiyoruz kendisine. Ama o mizmizlanarak, aman aglamasin diye ugrasan bizlere her istedigini yaptirmaya devam ediyor. Kiz olmayi ogreniyor anlayacaginiz.

Babamiz yogun calistigi icin biz artik Duru ile daha cok vakit geciriyoruz. Ne mutlu ki bu aralar Duru'nun anneannesi, dedesi ve teyzesi burada, hem ona hem bana buyuk degisiklik... Duru her ne kadar Fatma Teyze'sini ozellikle uyku icin tercih etse de, hemen hemen her gun dedesi ile disari yuruyuse gidiyor, gun boyunca teyzesi ve aneannesi ile oynuyor ve iyi vakit geciriyor biz isteyken...

Eger Cem yazmayi unuttuysa, Duru ayrica bu aralar tum ayi ve oyuncaklarina sarilip, onlara cici yapiyor, oyle oynuyor onlarla :). Sekerpare birsey oldu yani. Tam yemelik..


Sunday, November 07, 2004


Bu sabah annesi Duru'nun birkac resim ve videosunu cekmis. Bir resim bir videoyu ekledim galeriye...


Saturday, November 06, 2004


Hafta ici aldigimiz bir karara uyarak bugunun tamamini Duru ile gecirdik.

Sabahtan, Damla ve Boran ile birlikte kahvaltiya gittik (resim). Etrafinda ne kadar yasina yakin cocuk olursa o kadar iyi zaman geciriyor Duru (bence)... Kahvcaltidan sonra biraz yuruduk, o arada Duru'ya biraz daha buyuk ve saglamca bir ayakkabi aldi annesi...

Oglen saatlerinde sebze meyva alisverisi icin halasi ile bulusacaktik, ama yetisemedik. Listemizde Duru icin alinmasi gereken birkac sey vardi: Acilmaya baslanan bazi cekmeceler acilamasin diye, yeni bir cesit kilit, acilmaya baslanan bazi dolaplar acilamasin diye baska bir cesit kilitten birkac tane daha, acilabilen ve de acilmasina izin verilen bazi cekmeceler kapanip da Duru'nun elini ezmesin diye sungerden naneler , sehpa kenari koruyucusu , vs. [Markanin sayfasi burada]
{Peki ben bunlari gerekli yerlere taktim mi? Hayir.}

Bunlarin yani sira, biraz 'aman bebek yesin de eglensin' yiyecekleri ve de bir tane buyukce oyuncak aldik. Gecen gun obur Duru'yu ziyarete gittigimizde oldukca ilgisini cekmisti bu 'ses cikaran, mizik calan, kapagi acilan, ustune binilen araba kilikli' sey... Bir tane begenip aldik. Bu aksam uc tane cocuk ile test ettik, oldukca ise yariyor. Detaylar asagida...

Alisveristen sonra Sylvan Park'a gittik. Bizim kiz, dogrudan gunes gorunce eriyor, hic alisik degil... Biraz alissin, ve de disarda oynasin diye once cimenlerin uzerinde yemek yedik, sonra da cocuk parkinda oynadik. Salincagi sevdi, kum havuzunda oynadi, bir kac seferinde babasi yetisemedigi icin kum yedi. En favori eglencemiz ama kaydirakti... Tekrar tekrar kaymayi istedi, biz cikarmayinca, kendisi cikmaya calisti.

Bu kadar eglenceye, gunduz iki kez uyumus olamasina ragmen, gece erkenden yatti.

Parktan sonra Elif geldi bize, biraz oynadilar; aksam 'Musluman Cin restoranina' yemegine gittik (Ismi 'Darda Seafood'... Evet yemekler Cin isi, birkac Arapca yazi ve dev bir Kabe resmi disinda, neresi Islami anlamadik. Bira da varmis. Tahminen etler 'helal', yoksa geriye fazla birsey kalmiyor. Servis yapanlarin Ingilizce bilmemesi de bilinen konu... Tiklim tikis doluydu.). Yemegin buyuk bir kismina yolda uyuya kalan Duru katilamadi, ama sonuna yetisip tavuk, borek ve havuc yedi.

Yemekten sonra da Elif ve Kayra ile bizde oynadilar. Yemek oncesi ve gunduz uyumus olan Duru, nedense saat 8.30 gibi annesinin koynundan ayrilmaz oldu ve yatmaya gitti.

Yemekten once Elif ile, yemekten sonra uc kiz yeni aldigimiz oyuncakla bayagi bir oynadilar. Oyuncagin bin yerinden binbir ses cikiyor o baska da, hepsi sirayla oyuncagi arkasindan tutup evin icinde gezdirmeyi (ve duvarlara carpmayi) oldukca sevdiler. Cok memnunum ben bu oyuncaktan; umuyorum Duru da uzun bir sure oynayacak.

Su sayfadaki ilk 7 resim bahsi gecen gunden...


Tuesday, November 02, 2004


Bugun sabahtan Duru'yu doktora goturup asi yaptirdik, onumuzdeki aylarda grip olmasin diye... Hani asilarin sayisi az ama, iki yasindan kucuk cocuklara asi yapiyorlar diye goturduk. Birkac haftadir yeni asilarin gelmesini bekliyorduk.

Hemsire cocugu masaya yatirir yatirmaz, daha Duru 'ne oluyoruz' diyemeden asiyi yapti kacti. Biraz aglayip sizladik tabii, ama cok uzatmadan sustuk. Eve geldigimizde unutmustu bile... Atesi de cikmadik gun boyunca...

Boylece grip olayini da -hayirli ile- baglamis oluyoruz. Ben bu kis grip saliginin cigrindan cikacagini dusunuyorum, o yuzden kanimca iyi oldu; aklimizdan cikti bu konu da...

Duru had her flu shot this morning. We weren't too sure about what to do, but when the docrtor's office called and told us there were some shot avialable for her age, we went for it.

She was OK after the shot, not fever, no fuss... We'll see if this was a good idea in the near future.


Home